Thursday 26 April 2007

Bizim Mucitler

Geçen Pazar sabahı kahvaltı yaparken bir yandan da televizyon kanallarını karıştırıyordum.Derken Kanal D de bir programa takıldım ismi “Bizim Mucitler”.Malum yarışma programı.Ne zamandır yayında bilmem ama benim ilk izleyişimdi.Baya da bi ilginç geldi.Türk halkı olarak bu tür programlara alışık olmadığımız için tabi bu ilgi de… Neyse izledim biraz programı.

Yarışmanın sunucusu Abbas Güçlü, jüri üyeleri ise ATO Başkanı Sinan Aygün ile ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut.Bunlara ek olarak da siyaset, sanayi, ticaret, bilim, kültür-sanat, sahne dünyasından farklı isimler jüri üyesi olarak eşlik edecekmiş.Mesela geçen hafta konuk jüri üyesi Uğur Dündar idi.
Projelerden bahsetmek gerekirse, yarışmacının birisi sodyum bor hidrür ile çalışan araba yapmış.Çok iyi düşünülmüş bu projeyi dikkatle izleyen ATO Başkanı hemen sordu:Bana böyle bir araba yapabilirmisin? diye.Mucidimiz cevab veriyor:60 milyar verin, ben sizi burada arabaya bindirip gezdiririm.Arabanın ana yakıt kaynağı bor olması hasebiyle proje benim bu yarışmadaki favorimdi.

Bir diğer proje ise iki kişi tarafından yapılmış olan bir proje : Yolda giden arabanın sadece altından geçtiği sokak lambalarının yanmasını sağlayabilecek bir sistem.Enerji tasarrufu açısından Türkiye ekonomisine katkıda bulunması kaçınılmaz.Ama bana göre çokta büyük bir eksiği kapatacak bir proje değil.Çünkü şu anda neredeyse bütün apartman girişlerinde bulunan hareket sensörleri bu işi gayet kolay bi şekilde halledebilir.

Yarışma sadece böyle projelerle devam etmedi.Bu projelerin yanında bazı kolejlerde okuyan 4. 5. Sınıf öğrencilerde kendi çaplarında yaptıkları projeleri tanıttılar.Haliyle yarışma değerlendirilmesine dahil edilmeyecek olan bu küçük mucitlerin icatlarıda bir hayli ilginç.Takdir edersiniz ki o yaşlarda bir çocuğun hayata bakış açısını bilemeyiz.Ama bu projeleri onların ne düşündüğünü, kendi jenerasyonundakilerin nelerle meşgul olduklarını bize çok iyi yansıttı.Mesela miniklerden birisi uykuda üstü açılan çocuğu annesine bildiren bir sistem kurmuş.Sistem çocuğun vücut sıcaklığını 36 derecede tutan bir termometre ile annesine vücüt ısısı düştüğü takdirde haber veren bir alarm sisteminden ibaret.Uğur Dündar’ın 3 tane sipariş verdiği bu proje tarafımdan da ilgi gördü.Bir diğer proje de kapkaçlara önlem almak için yapılmış.Çantanın altına bir düğme yerleştirmek suretiyle tasarlanan sistem kapkaççının çantayı bulunduğu yerden aniden almasıyla alarm vererek çevredeki vatandaşları linç girişimine sevkediyor.Sitemin yapılma fikri de öğrencinin annesinin çantasını kaptırmasıyla doğmuş.ATO Başkanı Sinan Aygün bu öğrencileri çok takdir ederek hepsine de laptop vereceğini söyledi.

Böyle bir yarışmayı tabii ki takdir ettim fakat bu tür bi yarışmanın dahi reytinge alet edilmesini kesinlikle hoş görmedim.Programın sabahın 8 inde veya gecenin 12 sinde yapılması, ve NTV de yayınlanan Türk Mucitler programından esinlenilmesi amacın aslında ne olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

7 comments:

Anonymous said...

Desteklenmesi gereken programlar olduğunu düşünüyorum.

Anonymous said...

Güzel bir bakış açısı ile değerlendirmişsiniz.Burada en önemli husus fikirdir.Bir çok insan herhangi bir sorunla karşılaştığında (gereksiz yere yanan trafik lambaları gibi) düşünmeye başlar ardından bir çözüm önerisi sunar.Gerekli maddi destek sağlandığında o çözüm kolaylıkla gerçekleştirilebilir.Bu fikri ortaya atan kişi küçük bir çocuk da olabilmekte.

İlk düşünülen çözüm önerisinin çekici yanlarını dikkate alarak uygulama sürecine geçilmesi işlemi yanlış olacaktır.Bir konu hakkında ortaya çıkan tüm fikirlerin yine genç beyinler tarafından geliştirilmesi süreci, daha optimum bir hale gelmesini sağlayacaktır.Beyin fırtanası dediğimiz olay.

Medyanın bu projeleri alıp ekrana getirmesi dahi bir ilerlemedir.Reyting ve reklam ikilemi içinde ne kadar verimli olabilecek o ayrı konu.

.. said...

Bu tür yayınlardan dolayı mı son zamanlarda üniversitelerde robot yarışmaları(itü robot olimpiyatları,boğaziçi robot günleri)gibi etkinlikler düzenlenmeye başladı acaba ?

Anonymous said...

Bu yarışmaların ithal olduğunu ve reyting amacıyla yapıldığını söylemek gayet doğru bir tespitdir. Bu programlardan sadece Trt'nin yaptığı ciddidir. Ama o da gereken ilgliyi bulamamıştır.

Anonymous said...

Televizyonlar muhakkak doğaları gereği yaptıkları programlarda rating gözetirler.

Böyle bir programı siz de takdir edersiniz ki Aşkın Dağlarda Gezer türü bir dizinin yerine akşam saatinde yayınlamazlar.

Ömer, bunu bloguna taşıyarak bence fevkalade önemli bir konuya değinmiştir.

Sürekli bir bilgi kirliliğinin yaşandığı bugünlerde güzel programları, internet yazılarını bulup duyurmak, dikkat çekmek gerekiyor.

TRT'nin yarışmasını bu arada öğrenmiş oldum, takip listeme ekledim.

Bloglar buzz oluşturarak ilgi ve dikkat çekme işini yapabileceğimiz imkanlardır. Böyle bir öneri gelirse TRT'nin programı için buzz yapabiliriz.

Ömer şu buzz olayını anlatan bir yazı yazar mısın bu arada.

Yazı süper olmuş. Böyle güzel yazıların devamını bekliyoruz.

Ömer Faruk Demir said...

Televizyon kanalları reklam için herşeyi yapmaya hazırdırlar.Bu yüzden tutulan bir programın benzerini yayınlamaktan kaçınmazlar.
Genel itibarla bu tür programları görmek güzel.
TRT nin yaptığı programlar diğer kanallara nazaran daha ciddi olabiliyor çoğu zaman.Bu itibarlada TRT deki yarışma programını en kısa zamanda takibe alıp tartışalım Yunus abinin dediği gibi.
Buzz olayını da bi ara buradan yayınlayacağım.
Hepinize teşekkür ediyorum.
İyi Çalışmalar.

sakir said...

arz-talep meselesi